Kur'an-ı Kerim Tedvin Aşamaları

  • Birinci Aşama: Rasûlullah (s.a.v.) zamanında Allah Teâlâ’nın kelâmının yazılması.
  • İkinci Aşama: İmam Ali (Allah yüzünü kerim kılsın) zamanında teşkilin tedvini (harekelendirme).
  • Üçüncü Aşama: Emevî Halifesi Abdulmelîk b. Mervân zamanında noktalamanın tedvini.

  • Yeni Aşama: Tecvidin tedvini.

Birinci Aşama: Rasûlullah (s.a.v.) zamanında Allah Teâlâ’nın kelâmının yazılması.

Muhakkak ki Allah Teâlâ (Kur’an’ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.) vaadini mutlaka yerine getirir. Asırlar ve çağlar boyunca ümmetin meselelerine hizmet yolunda ömrünü vakfeden nicelerini bahşederek İslam ümmetine büyük bir lütufta bulunmuştur. Allah Teâlâ’nın kelamının yüceliğine yaraşır bir titizlikle tedvin edilmiş olması işte bu muazzam hizmetlerden biridir.İslam’ın ilk günlerinden itibaren Rasûlullah (s.a.v.) Allah Teâlâ’nın kelâmını yazmalarını emretmiş, onlar da yalnızca harflerin çizimi yoluyla harekeleme ve noktalama olmaksızın yazmışlardır. Zira o dönemde harflerin ayrımı işitme ve telakki yoluyla bilinirdi.

İkinci Aşama: İmam Ali (Allah yüzünü kerim kılsın) zamanında teşkilin tedvini (harekelendirme).

Bilindiği gibi Kur’an’ın toplanması Halîfe Osman bin Affân (r.a.) zamanında tamamlanmış, İmam Ali (Allah yüzünü kerim kılsın) zamanında Ebu’l-Esved ed-Duelî, mananın netleşmesini sağlayan irab harekelerinin ayırt edilebilmesini sağlamak amacıyla i’câm (belirsizliği giderme) veya teşkîl (harekeleme) denilen tedvin sürecini tamamlamıştır. Örneğin; (إنّما يخشى اللهَ من عباده العلماء) ayet-i kerimesindeki lafz-ı celâlenin (Allah kelimesinin) üstüne fetha konulması manayı netleştirmektedir. Ancak fetha yerine damme (ötre) konulması tam tersi bir manaya neden olmakta, Allah korusun, Allah’a şirk koşmak anlamında bir söz çıkmaktadır. (Fetha olunca, “Allah’tan ancak âlim kulları korkar” anlamında iken Damme olunca, hâşâ “Allah ancak alim kullardan korkar” anlamına dönüşür). Böylece Fetha, Damme, Kesra ve Sükun şeklinde dört irab harekesi kullanılarak teşkîlin tedvin edilmesinin önemi ortaya çıkmıştır. Bu semâî harekeler yalnızca telakki yoluyla öğrenmeye engel olmamış, aksine gözle görülebilir bu işaretler okuyucunun manayı düzeltmesine ve zihnini manaya odaklamasına yardımcı olmuştur.

Üçüncü Aşama: Emevî Halifesi Abdulmelîk b. Mervân zamanında noktalamanın tedvini.

Allah Teâlâ’nın kelamının tedvinine ilişkin üçüncü muazzam çalışma ise Halife Abdulmelik bin Mervân döneminde el-Haccâc bin Yûsuf es-Sekafî tarafından görevlendirilen en-Nasr bin Âsım el-Leysî tarafından yapılmıştır. Yazıda birbirine benzeyen harfleri ayırt etmek için üzerlerine bir, iki veya üç nokta konularak noktalamanın tedvini sağlanmış, böylece mana düzeltilerek zihnin anlamaya odaklanması mümkün olmuştur. Özellikle Arap olmayan yeni Müslümanlar arasında (Hâ-الحاء), (Hı-الخاء) ve (Cim-الجيم) arasında karıştırma sorunu ortadan kalkmış, (Hı-الخاء) harfi için üste (Cim-الجيم) harfi için alta bir nokta konulmuştur.

Yeni Aşama: Tecvidin tedvini.

Tecvit ise tilavet sırasında icra edilmek üzere tecvit hükümlerinin nasıl uygulanacağını belirleyen tecvit kurallarının yardımıyla yalnızca telakki ve işitme yoluyla nesilden nesile aktarılmaya devam etmiştir. Örneğin; kuralı özetlemek için (يرملون – yermilûne) kelimesini oluşturan harfler idğam yerlerini göstermek amacıyla kullanılmıştır.

Böylece aradan yıllar geçmiştir…. İnsanların bazıları, Allah’a hamd olsun, bu hükümleri her daim ezberleyip korumuş, kimileri de telakki yoluyla öğrenip uygulamakta zorlandığı için bunlardan uzak durmuşken…
bu soruna çözüm olan düşünceyi keşfetme şerefi merhum Dr. Müh. Subhi Taha’ya nasip olmuştur.

Image